Mustafa Kılınç ile Bilinçaltı Değişim Programları
Haftanın Sözü
İnsan düşündüğü kadar güçlü inandığı kadar değerlidir.
NLP DAP
NLP DAP MUSTAFA KILINÇ İLE SERTİFİKALI NLP PROGRAMLARI
Mustafa Kılınç'ın Eserleri
Mustafa Kılınç Eserleri

MK ile FARKINDAYIM

Yanlış Arkadaşlarınız

Güç Kaybettiren İnançlarınız

İnançlar, kararlarınızı ve günlük yaşamdaki edinimlerini etkileyen, kendinizle ve başkalarıyla ilgili görüşlerdir.”

Mustafa Kılınç”

Gündelik yaşamda bazı doğru bildiğimiz, hatta farkına varmadığımız öyle inançlar vardır ki; bunlar bizi sınırlar, acizleştirir ve sınırsız güç ve potansiyelimize rağmen bizleri engeller ve başarısızlıklara uğramamıza neden olurlar. Bunları tanımak uyanmanın ve sınırsız gücümüzü kullanmanın başlıca temeli olmaktadır. Şimdi bunları yakından tanıyalım.

  1. Başkalarını Mutlu Etmeye Odaklanmak

Doğru gibi görünse de pratikte bu asla ulaşılamayacak ve imkânsız olan bir şeydir. Seminerlerimde ya da derslerimde hep söylerim; Tanrı bile kimseyi mutlu edememektedir. Yeryüzünde birçok değişik din, felsefe var ve öğretilenlerin hepsi farklı, hatta çoğu insan Tanrıya bile inanmamaktadır. Dolayısıyla bizler de herkesi mutlu edemeyiz. İçinde yetiştiğimiz kültür ve âdetler başkalarını sevmemiz gerektiğinden, hatta başkası açken tok olmanın olumsuzluğundan bahseder. Bu değerler insanlara sevgimizi emreder. Fakat bizler herkesi aynı oranda sevemeyiz. Sevgimiz hatta nefretimiz değişik boyutlardadır. İkinci olarak, başkalarını mutlu etmenin yollarının farklılığıdır. Kendimize sormamız gereken diğer bir soru da şudur: başkalarını niçin mutlu etmek zorundayız? İnsanların neler düşüneceğini ve neler hissedeceğini kestiremeyebiliriz. Belki de insanlara yardım etmemiz onları kırabilir, kıskandırabilir hatta nefret ettirebilir. Eğer kendimizi unutarak önceliği başkalarını mutlu etmeye veriyorsak bunun hükmü fazla sürmeyebilir.

Kendimizi ve başkalarını ancak belirli oranda mutlu etmek daha gerçekçidir. Başkalarını mutlu etmeye odaklanmak yerine, kendini geliştirmek ve bu gelişmelerle başkalarına fayda sağlamak daha olumludur. Zorunlu olan insani yardımlar hariç, insanları mutlu etmeye odaklanmak değil; ama onlarla beraber mutluluk kazanmak çift yönlü davranıştır ve özünde her iki taraf da gelişir.

Güler Teyzemin bir lafını her zaman anımsarım. Teyzem; “bir kişilik yemek iki kişiyi aç bırakır,” der. Olağan dışı durumlar hariç son derece tutarlı ve olumlu ve bilgelik taşıyan bir söz. Bir özdeyişin dediği gibi balık tutup vermek yerine balık tutmayı öğretmek daha erdemli bir davranıştır.

Balık tutup vermek yerine, balık tutmayı öğretmek daha erdemli bir davranıştır.”

  1. Zorlamak

Zorlamak da acele etmekle özdeştir. Gerçi “zora dağ dayanmaz”, “zor oyun bozar” diye atasözlerimiz vardır ve bazı durumlarda bunlar doğrudur. Matematiksel olarak 2*2=5 demek zorlama yapmaktan başka bir şey değildir. Ancak kullanılan sistem değişirse sonuçlar değişebilir.

Araba anahtarıyla evin kapısını açmaya çalışmak eğer böyle bir seçenek henüz oluşmamışsa ve böyle bir anahtarımız yoksa anlamsız bir çabadır.

NLP zorlamayı değil, esnemeyi, esnek olmayı, alternatif düşünceler ve davranışlar üretmeyi amaçlar. 4 rakamını veren yalnızca 2+2 işlemi değildir. 5-1, 6-2, 10-6 da 4 eder. Eğer hedefimiz 4’ü bulmaksa sınırsız sayıda yol bizi 4’e götürebilir. Yeterli başka alternatifler bulmak ve esneyebilmek bize avantaj sağlar.

NLP bize yalnızca bir seçeneğimiz varsa çıkmazda, iki seçeneğimiz varsa zorda olduğumuzu söyler. Eğer üçten fazla seçeneğimiz yoksa pek de güçlü olduğumuz söylenemez. Dolayısıyla ne kadar fazla seçeneğimiz varsa o kadar şansımız yüksektir.

Tek seçenek aslında seçeneksizliktir.

  1. Ya Hep Ya Da Hiç Davranış Kalıbı

Bazı insanlar olayları ya siyah ya da beyaz görürler ve uçlarda yaşarlar. Onlara göre siyah ve beyaz dışında renkler yoktur. İzleyenler, hatırlayacaktır. Müjdat Gezen’in “Bekçi”
adlı filmi, buna çok güzel örnektir. Alman ve Türk değer yapıları arasında sıkışmış, öz kızına bile katı değerleriyle davranan bir babanın dramını anlatmaktadır. Bu tür insanlar iyi ya da kötü gibi iki uç kutuplarda gidip gelmektedir. Bazı kurumlarda aşırı kuralcılık ön plandadır.

Bununla birlikte duygusal ilişkilerinde birini çok sevmiş olan insanlar ayrıldıklarında
birbirlerine düşman olabilmektedir. Aynı şekilde kendi kurumundan uzaklaştırılan ya da çalışma şansı bulamayan bir personel kendi kurumuna düşmanlık besleyebilmektedir.

Siyah ve beyaz dışında renk yoktur.

  1. Aşırı Genellemek

Aşırı genellemek diğer bir yanlış arkadaştır. Bazı durumlarda genelleme yapmak fayda sağlar bununla birlikte birçok yönden de olumsuzluk yaratır. İşte birkaç örnek:

  • Ne aptalım; hep aynı hatayı yapıyorum.

  • Benden adam olmaz.

  • Biz hep böyle yaparız.

  • Biz zaten değişmeyiz.

  • O hep böyledir.

  • O Hep iyimser / kötümserdir.

  • Bütün aksilikler beni bulur...

  • Bizim partinin durumu Doğu Anadolu’da çok iyi

  • Bende beyin ne gezer...

  • İngilizler çok soğuk insanlar.

Bu genellemeler her yerde her zaman doğru değildir. Bazı durumlarda istisna olmasına rağmen kişiler hep kendilerine haksızlık ediliyormuş gibi algılar ve genelleme yapmaya giderler.

Her şey bağlamına göre değişir.

  1. Aşırı Fedakârlık

Aşırı fedakârlık, değiştirme gayretinin tam tersidir. Bu tür insanlar kendi istek ve
arzularının dışında, başkalarının onlardan beklediği şekilde davranmaya çalışırlar.

Bu insanlar genelde çevreye uyumlu ve hatta iyi insan imajı verirler. Kendileri dışında herkesle barışıktırlar. Çoğunlukla patladıklarında da yıkıcı ve sert olabilirler.

Bazı eşler birbirlerine, çocuklarına ya da arkadaşlarına aşırı fedakârlık yapmaktadırlar ve sonuçta sonu bitmek bilmeyen şikâyetler ve senin için saçımı süpürge ettim, güzelliğim
gençliğim gitti, saçlarım döküldü şeklinde sızlanmalar su yüzüne çıkmaktadır. Doğrusu, ölçülü olmak ve bir gün başımıza kakılacak ya da başlarına kakacağımız davranışlardan kaçınmaktır; dengeyi bulmaktır.

Her fedakârlığın altında bir kâr yatar!

İsterseniz kelimenin köküne bakalım:

Feda-kâr!

Mustafa Kılınç Biyografisi
REİKİ VE DEĞİŞİM PROGRAMLARI
NLP DAP
Dailymotion
Nlpdap
40 Arena
Youtube