Bilgi Nasıl Aktarılır?

Bir kazığı toprağa çakmak görüntüde çok
basit görünür, bir çiviyi betona veya tahtaya
çakmak da.

Ancak hiç de bu kadar da kolay değildir.

Önce çiviyi çakacağımız yeri inceliyoruz.
Sonra çakacağımız çivinin uygun olup, olmadığına bakıyoruz. Büyüklüğü, kalınlığı, keskinliği, sertliği doğru oranda olmalı.
O çiviye göre, doğru büyüklükte bir çekiç
seçmeliyiz.

Malzemeler tamamsa, çiviyi elimize alıp, zeminin durumuna göre, hafif darbelerle
çiviye bir yer hazırlayıp, sonra çekici artan bir güçle çivinin başına vuruyoruz.

- Fazla sert vurursak çivi kırılabilir, eğilip bükülebilir ya da yerinden çıkabilir.
Demek, çiviyi çakarken dikkatli davranmalıyız.
Küçük bir ihtimal sonucumuzu berbat edebilir.

Bu kadar basit görünen bir iş yaparak son derece dikkatli davranırken, başka insanlarla konuşurken, onlara bilgi aktarırken son derece dikkatsiz davranmamız şaşırtıcı değil mi ?

Bazen düşünmeden, aklımıza ne geliyorsa, onu söyleriz - ancak karşıdaki kişiyi söylediklerimizin değerlerdirmesiyle yalnız bırakırız. O eğer çok iyi bir iletişimci değil ise ve bizin söylediklerinizin altındaki anlamı
araştırmazsa, kendi dünya modeli ve kendi değer ve tecrübelerine göre bir anlam çıkarır ve ona göre cevap verir. Bu da her zaman bizin söylemek istediklerimizin
karşılığını anladığı anlamına gelmeyebilir.

Boşuna denmiyor:

" Iletişim, aldığınız tepkidir " , diye.

* Iyi bir iletişimci olmak için, insan konuşmaya başlamadan evvel, tam olarak ne hissettiğini bilmeli, duygu ve dîşünceleri net olmalıdır.

Onun söylediklerini dikkatli dinlemeliyiz.
Beden dilini, ses tonundaki rengi, mimiğini, göz hareketlerini, kısacası tüm verileri bir bütün olarak izleyip, değerlendirmeliyiz.

O verilerden yola çıkarak söylediklimizin karşıdaki kişiye nasıl ulaştığı konusunda
bilgi verir. Eğer aldığımız sonuçtan memnun değilsek, doğru anlaşılmak için söylemek istediklerimizi farklı bir şekide dile getirmeliyiz.

" Iyi bir lletişim sanatı liderliğin dilidir "
- James Humes -

Sevgiyle kalın!