Biricik Dünya Modellerimiz

" Bir kurbağa hayat boyunca bir kuyuda yaşıyordu.

Günün birinde ilk defa başka bir kurbağa gördü.

Sen nereden geldin, diye sordu diğer kurbağaya.

O da denizde yaşadığını söylüyordu.

Kuyuda olan, misafir kurbağaya yaşadığı denizin kendi kuyusu kadar büyük olduğunu sordu.

Denizden gelen kurbağa gülmeye başladı;

Benim yaşadığım deniz o kadar büyük ki, senin yaşadığın kuyuyla kıyaslanamaz, dedi.

Kuyuda yaşayan kurbağa, diğer kurbağa denizin büyüklüğünü anlatırken onu ilgiyle dinler gibi yaptı, ancak içinden şunlar geçiyordu:

' Ben hayatımda bu kadar büyük bir yalancıyı hiç görmedim. Benim kuyumdan daha büyük bir şey olamaz ki. Hayret, hiç utanmadan böyle bir yalanı nasıl uydurabilmiş ? ' "

Ah sevgili kurbağa, sen diğer kurbağayı biraz ciddiye alsaydın ve şu oturduğun kuyunun duvarından bir başını çıkartsaydın, ileride o kocaman denizi görürdün.

Dar ve karanlık kuyunun çürük suyunda yüzmek yerine, canın belki masmavi, engin denizlerde yüzmeyi, kaslarını tam kullanmayı, derin nefes alıp, temiz hava solumayı tercih ederdin, kim bilir...

Her insanın kendine özel bir ' dünya modeli ' vardır.

' Dünya modelinden ' kastım, her insanın kendi hayatı boyunca kazandığı tecrübelerden, inançlardan ve değerlerinden oluşan bir tablo gibi. Bu tablo o insanın gerçeklerini oluşturur.
Çoğu insanlar, kendi tablolarındaki renklere ve çizdikleri resimlere o kadar bağlılar ki, bu tabloya belki farklı bir rengin, farklı bir resmin daha çok yakışabileceğine ihtimal bile vermezler. Kurbağa kuyusunun gerçeğine öylesine inanmış ki, bir denizin var oluşuna ihtimal bile vermemiş.

Oysa asıl gelişme fırsatı, kuyunun dışındaki sayısız imkanları fark edildiğinde doğar.....

Hepinize muhteşem bir hafta dileklerimle.

Sevgiyle kalın....