Mustafa Kılınç ile Bilinçaltı Değişim Programları
Haftanın Sözü
İnsan düşündüğü kadar güçlü inandığı kadar değerlidir.
NLP DAP
NLP DAP MUSTAFA KILINÇ İLE SERTİFİKALI NLP PROGRAMLARI
Mustafa Kılınç'ın Eserleri
Mustafa Kılınç Eserleri

Sevginin ‘3’ Modeli

Yaşam yolculuğunda üç türlü sevgiyle iç içeyiz. Bunlardan;

Birincisinin adı; ‘Eğer türü sevgi’ Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgidir bu. Eğer iyi olursan annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli bir kişi olursan seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim. Toyotome “En çok rastlanan sevgi türü budur.” Diyor. Bir şarta bağlı sevgi. Karşılık bekleyen sevgi… “Sevenin, istediği bir şeyin sağlanmasının karşılığı olarak vaat edilen bir sevgi türüdür bu. Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır. Evliliklerin pek çoğu “Eğer” türü sevgi üstüne kurulduğu için çabuk yıkılıyor.

Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış, romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde kırıklıklar başlıyor. Sevgi giderek nefrete dönüşüyor. Maalesef en son saf olması gereken anne-baba sevgisinde bile ‘eğer’ türüne rastlanıyor. Aslında insanlar ‘eğer’ türü sevginin üstünde bir sevgi arayışı içindeler…

İkinci tür sevgi; ‘Çünkü türü’ sevgidir. Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu, bir şey sahip olduğu, bir şey başardığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. “Seni Seviyorum çünkü çok yakışıklısın. Seni seviyorum; çünkü çok popüler, çok zengin ve çok ünlüsün. Seni seviyorum; çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki…” şeklindeki ifadeler bu tür sevgiye örnektir.

‘Eğer’ türü sevgi, bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan, büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz hoş bir şeydir. Egomuzu okşar. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler.

‘Çünkü’ türü sevgi de gerçek ve sağlam sevgi olamaz. “Bu tür sevginin güven vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var. Birincisi; “Acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyim?” korkusu. İkincisi de; “Ya bugün ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa?” korkusu. Japonya’da bir kuru temizleyicide çalışan dünya güzeli bir kızın yüzü patlayan kazan yüzünden parçalanmış. Kız fena halde çirkinleşince nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha kötüsü, aynı şehirde yaşadığı anne ve babası onu artık ziyarete bile gitmemişler. Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne kurulmuş olduğundan bir günde yok olmuş. Kız bir ay sonra kahrından ölmüş. “Toplumlardaki sevgilerden çoğu ‘çünkü’ türündendir. Bu sevgi kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür.” Diyor. Peki, o zaman gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve işte sevgilerin en gerçeği… Nedir peki bu gerçek sevgi, en güzel sevgi?

Üçüncü tür sevgi; ‘Rağmen’ diye adlandırılır. Bir koşula bağlı olmadığı için, karşılığında bir şey beklemediği için ‘Eğer’ türü sevgiden farklıdır bu. Sevilen kişini bir niteliğinden değildir. Bu üçüncü tür sevgide insan bir şey olduğu için değil, bir şey olmasına rağmen sevilir.

Esmeralda, Quasimodo’yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına rağmen sever. Yakışıklı ve zengin delikanlı da Esmeralda’yı Çingene olmasına rağmen sever. Kişi çirkin, zavallı ve sefilde olsa sevilir.

Burada insanı, iyi, çekici, başarı ya da zengin bir konum elde edilerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, kötü huylarına, cahilliğine rağmen olduğu gibi o haliyle seviliyor kişi. ‘Rağmen’ türü sevgiyi şu anda yaşıyor olmanız ve bir gün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır.

Mutlu ve başarılı olmanın,
gerçekten istediğiniz her şeye kavuşmanın yolu;
kilitlerin şifresini elde etmekten geçer.”

“M. Kılınç”

NLP Lideri Mustafa Kılınç Diğer Yazıları
Mustafa Kılınç Biyografisi
REİKİ VE DEĞİŞİM PROGRAMLARI
NLP DAP
Dailymotion
Nlpdap
40 Arena
Youtube